Hayvanlar da Dinleyebilir
Ekmek fırınına girdim başladım sıra beklemeye… Eeee kitap kuyruğu olacak değildi ya! O dediğim gazoz ağacıydı ve ancak Fransa’da olabilirdi.
Neyse, Ramazan Ayı içindeydik ve iftar saati de yaklaşmıştı. Tabii fırıncı yine sıcak ve samimi bir şekilde “iki tane mi Murat abi?” diye sordu. Ben de kafamı salladım “evet” dercesine.
Tam bu sırada yanımdaki kara kuru bir vatandaş “ortalıkta yoksunuz üstat” dedi.
Ben de “napayım, baksana müzik sektörünün durumuna” dedim.
“Haklısın, ama yinede ortalıktan kaybolmamalısın. Çünkü seni hiç ummadığın bir yerde dinliyorlar biliyor musun” dedi.
Ben de; “Rusya mı?” dedim. “Hayır” dedi. “Ukrayna mı?” dedim. “Hayır” dedi.
“Buldum, Kazakistan” dedim ama cevap yine aynıydı: “Hayır, hayır”
Bunun üzerine başladım makinalı gibi saymaya… Kırgızistan, Çin, Mısır, İran, Belçika, Irak Mozambik, Suriye, Arabistan, Almanya…
Yine “hayır” dedi.
Ve kimsenin duymayacağı şekilde kulağıma eğilip fısıldadı: “PKK, Amerika kamplarında”
Bende ne oruç kaldı ne takat ve ağzımdan çıkan ilk cümle de “has ......r” oldu.
Ekmekler elimde, bu dağdan inmiş adama baktım baktım ve sus pus oldum. Aslında bunu söylemiş olmasaydı onu iftara davet edecektim. Ama bebeklerin dahi ağzının içine silah dayayıp ateş edenlere beni dinledikleri için ne diyebilirdim ki.
Tam çıkıp giderken ona şöyle dedim: “Hayvanlar da dinleyebilir...”
MURAT KEKİLLİ